2 Ekim 2016 Pazar

İSTANBUL'UN AKCİĞERLERİ

İstanbul’da yaşayıp da hava kirliliğinden, trafikten ve kalabalıktan şikayet etmeyen bir insan görmedim. Özellikle ben İstanbul’un Avrupa yakasında yaşayıp Anadolu yakasında okuduğum için en çok dertlenen insanlardanım. Bu yazı da İstanbul’un akciğerlerinden bahsedeceğim. Çoğu insan İstanbul’da nefes alabileceği yer arıyor ama çoğu insan bu yazıda bahsedeceğim güzide yerleri bilmiyor. O yüzden sizi bugün yaz boyu gitmekten en çok keyif aldığım iki bahçeyle tanıştıracağım: NEZAHAT GÖKYİĞİT BOTANİK BAHÇESİ (ATAŞEHİR) VE BAKIRKÖY BOTANİK PARKI .


Şimdi size Avrupa yakasında yer alan BAKIRKÖY BOTANİK PARKI’ndan bahsedeceğim. İşte burası benim piknik örtüsünü alıp saatlerce oturduğum ve orda bulunmaktan çok zevk aldığım yer. 




Ulaşım açısından birkaç alternatifiniz var:

1.       Arabanız varsa e5’ten bahçeye girebilirsiniz.

      2.       Zeytinburnu metrobüs ya da metrosunu kullanıp metronun yanındaki yoldan yürüyebilirsiniz. Ama çok yorucu olduğunu unutmayın. Ayrıca ıssız bir yol olduğu için ben tekken pek tercih etmiyorum.

      3.       Yenibosna yönünden geliyorsanız incirli metrobüs durağında inip, ömür plazanın karşısındaki otobüs durağından geçen herhangi bir otobüse binebilirsiniz. Çok yerleşmeyin çünkü bir sonraki durak olan Bakırköy adliye sarayında inebilirsiniz :D


Girer girmez ağaçlarla çevrili bir alan görülüyor. Oradaki herhangi bir ağacın altında oturup manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Mangalsız piknik yapmak serbest kocaman yeşil bir alanda koca ağaçlardan birinin altına örtü serip oturmak bir yıl içinde en sık yaptığım aktivite oldu. :D hava isterse 38 derece olsun o ağacın altında otururken üşüyorsunuz çünkü çok gölgeli ve rüzgar kesen bir şey yok. Yazın üşümenin verdiği mutluluk eşsiz oluyor. :D Aynı zamanda yapay bir göl bulunuyor. İsteyenler göl üzerinde su bisikleti ile turlayabiliyorlar.
















Yazları bu park daha hareketli oluyor. Örneğin yazın parkın ilerisine giderseniz asıl şenliği görebilirsiniz. Çocuklar için oyun parkı, şişme havuzlar, küçük çocuklar için su bisikleti kullanabilecekleri mini havuz, top havuzu,şirinler köyü; atıştırmalıklar, sandviçler ve yazları dondurmalar ; 4d sinema kamyonu bulunuyor. Ayrıca etrafta gezen ördek aileleri göreceksiniz :D bazen sizin peşinize takılıp takip ediyorlar , bir anda grubun lideri  oluveriyorsunuz :D yani zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığınız ama bağımlılık yapan bir park. Ben kendi açımdan orda huzuru buluyorum özellikle baharda ve sıcak havalarda alışveriş merkezine gitmek istemeyenlere şiddetle tavsiye ederimm. :)







































İkinci akciğerse NEZAHAT GÖKYİĞİT BOTANİK BAHÇESİ. Bu botanik bahçesinin yapılışını anlatmak istiyorum çünkü çok değerli. Botanik bahçesinin kurucusu Ali Nihat Bey en baştan burayı ölen karısı için anıt park olarak düşünmüş. Karısı astım hastası olduğu için hep daha fazla oksijene ihtiyacı olduğunu düşünüyormuş bu yüzdende böyle bir park yapmaya karar vermiş. Yani aşkla yapılmış bir botanik bahçe diyebiliriz. Zamanla gelişip anıt park olmaktan çıkmış ve botanik bahçesine dönüşmüş. Aynı zamanda bu bahçe dünyadaki ilk ve tek yol kenarında kurulan bahçe özelliğini taşıyor. Zira toprak verimsiz olduğu halde toprak taşıyarak, yenileyerek sürülebilir bir alan elde edilmiş. Yani bu bahçenin temellerinde bolca emek var. Ayrıca bu bahçe bir vakfa bağlı olduğu için kesinlikle ücretsiz. Hatta içinde herhangi bir büfe dahi bulunmuyor. Yani suyunuzu dahi kendiniz getirmeniz gerek. Gerçi adalarda içilebilir çeşmeler bulunuyor. Dilerseniz bunları da kullanabilirsiniz.














































Kara yolları nedeniyle bütün bir arsa olmayan bu bahçe 8 adadan oluşuyor ve bu adalara geçişler bitki resimleriyle süslenmiş bahçe tanıtımı yapılan ses kayıtlarının bulunduğu tünellerle sağlanıyor. Adalar ise;

Merkez ada: yönetim birimlerinin bulunduğu, çocuk eğitimlerinin ve diğer eğitimlerin yapıldığı merkez alan.


Mesire adası: Bu ada hariç diğer adalarda yemek yemek yasak. Bu ada piknik yapmak isteyenler için düzenlenmiş bir ada ve bolca piknik masası bulunuyor. Onun haricinde çocuklar için düzenlenmiş ufak bir labirent mevcut. ( çok keyifli olduğunu söyleyebilirim tamamıyla denendi ve onaylandı tarafımdan :D) .

Arboretum Adası: Odunlu bitkilerin sergilendiği alan.


İstanbul adası: İstanbul’un köprülerinin( yeni yapılan köprü bile var :D) , Galata Kulesinin ve Kız Kulesinin yani İstanbul’un sembolü olan yapıların mini versiyonlarının ve 18.yy İstanbul konak bahçesi temsilinde bir bahçenin yer aldığı pek sevimli ada.































Ertuğrul adası:   içinde adını aldığı Ertuğrul anıtı ve Karadeniz bahçesi bulunuyor.1890 yılında, II. Abdülhamit'in emriyle gittiği Japonya'dan dönüşte, fırtınada batan Ertuğrul Firkateynindeki 527 denizcinin anısına dikilen bir anıttır. Anıtın ifade bulduğu anlam, facianın 115. yılı olan 2005'te, Japon Sakura Vakfı tarafından bağışlanan ve her bir denizcinin anısına dikilen Japon Sakura kirazı fidanlarını eğer doğru zamanda giderseniz görebilirsiniz. Niye doğru zaman dedim çünkü bu ağaçlar yılda sadece 2 hafta çiçek açarlar ve bu görüntü insanları büyülediği için özellikle Japonlar için ayrı bir yere sahiptir. Karadeniz bahçesi ise Karadeniz bitkilerinin yetiştirilmeye çalışıldığı alan. İstanbul Karadeniz’in iklimine sahip olmadığı için belli aralıklarla yapay yağmur yağdırıp o havayı vermeye çalışıyorlar.










Meşe Adası : 661 adet meşe ağacının bulunduğu ve yağmur sularıyla bahçede yaptıkları barajın yer aldığı ada.







Anadolu Adası: Hala yapım aşamasında bu yüzden pek bir şey bilmiyorum maalesef.


Bu botanik bahçesi cidden botanik bahçesi hem bitki türlerini barındırıyorlar hem de bitki ile ilgili projeler yürütülüyor yani bu bahçede bol sayıda biyolog, bitki ressamı, bahçıvan bulunuyor. Bu bahçede en sevdiğim departman ise eğitim departmanı . Niye seviyorum? Çünkü bu ülkede çok sık rastlayamadığım bir şeyi yapıyor bu departman. Çocuklara bitkilerle ilgili yaratıcı oyunlarla eğitimler veriliyor. Yaşım dolayısıyla eğitimlerine katılamasam da bu bahçeye gitmekten çok büyük keyif alıyorum. Bir an da olsa sizi farklı bir dünyaya taşıyor. Tabi burası elime bir kitap alıp gideyim 1-2 saat oturup geleyim denecek bir yer değil maalesef çünkü ulaşımı biraz zor benim gibi Avrupa yakasında oturanlar çok sevseler de genelde ayda bir ziyaret ediyorlar. Tabi altınızda bir araba varsa işler değişir. :D

 
Bu ağaç Ertuğrul adasında bulunuyor ama bunu diğer fotoğrafların yanına koymak yerine en alta koymak istedim.Beni büyüleyen bir ağaç o yüzden önemini anlatmak istiyorum bu yüzden de sadece bakıp geçmenizi istemedim. Bu ağaç aslında tek bir ağaç değil. Yan yana duran iki ağaçtan biri ölmek üzereyken genç olanla gövdeleri birbirine bağlanmış ve 500 yıllık zeytin ağacıyla genç olan zeytin ağacı beraber yaşamaya başlamışlar ve 

bana sorarsanız gayet mutlular :)  

 http://www.ngbb.org.tr/tr/ 

Bu internet adresinden detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.:)

Umarım yazıyı beğenirsiniz olumlu olumsuz yapıcı tüm eleştirilere açığım yorumlarınızı bekliyorum.:)

   

BENEKLİ BAYKUŞ