ESKİŞEHİR
Eveet azıcık ama
çok azcık geç kalmış olabilirim Eskişehir yazısını yazmakta . Öncelikle bu
yazıda size Eskişehir’e dair kendi deneyimlerimi , gezip gördüğüm şeyleri ve 1 günlük
maliyetini anlatacağım. Maliyet azıcık tatsız bir konu o yüzden ona yazının sonuna
doğru değineceğim.
Peki? Nereden
çıktı bu Eskişehir gezisi? Her şey bir iş yönetimi dersinde -havada çok güzel
ya dersten sonra gezsek mi? diye
düşünürken ortaya çıktı. En az benim kadar çatlak olan arkadaşım İrma’ya Eskişehir’e
gitsek mi diye sordum ve bilet bakmaya başladık. Kalabalık grupla her şey daha
eğlenceli oluyor bu yüzden sevdiğimiz diğer arkadaşlarımızı da davet ettik ve 5
kişilik bir ekip olarak gezimizi planladık. Biz cumartesi günü Eskişehir'e gittik
ama benim tavsiyem imkanınız varsa hafta içi gidin. Çünkü hafta sonu herkes
Eskişehir’de ve yapmak istediğiniz şeyleri kalabalık nedeniyle
yapamayabilirsiniz. Bu konuda yaralıyım yeri gelince anlatacağım.
12 Mayıs sabahı
8.30’a biletimiz vardı ve bir ben yolu bilmiyordum bu yüzden iki arkadaşımla
buluşup gelmeye karar verdik ama buluşamadık efendim. Ben daha Pendik'te yolumu
bulamıyorum niye şehir dışına çıkıyorsam. Neyse bizim birbirimizi bulmamız 1
saat sürdü ve otobüs beklemesi trafik derken hoppala kendimi treni kaçırmamak
için depar atarken buldum. Baya yarış gibi yani. Üç kız sıralı biçimde tren
istasyonuna koşuyoruz ve bizi orada bekleyenler yetişemeyeceğiz diye arayıp
duruyorlar. Ay ben bir sinirliyim onların ne suçu varsa bir carlamışım aramayın
geliyoruz bee diye zavallılar bir daha aramadılar. Buradan onlardan özür
dilemek istiyorum. Ben bir açken bir de telaşlıyken çekilmiyorum. Kendinizi
benden sakının, lütfen :D neyse, 1 dk kala trene yetiştik ama hepimiz ölü
gibiydik. O yüzden ilk yarım saat trenmiş Eskişehir’miş pek düşünmedim
açıkçası. Sonra bir aydınlanma yaşadım. Henüz gezilecek listesi bile
yapmamışız. Aaa hemen yapmalıyım diyerek kolları sıvadım ve giderseniz eğer
sizinde göreceğiniz seyahat bloglarından güzelce listemi yaptım. Ben aç bir
insanım (sayfamın adından da anlaşılacağı üzere )yemek içinde ayrı bir liste
yaptım tabii ki. Ama evdeki hesap çarşıya uymaz mı dersiniz, yoksa hayaller
hayatlar mı, hiç biri olmadı. İşte hep o kalabalık yüzünden.😒
Eskişehir cidden
çok güzel bir şehir. Trenden iner inmez bunu anladım. İlk olarak odunpazarına
gitmek istedik ve tüm şehri görelim diye yürüyerek gittik. !Kesinlikle doğru
bir tercihti! Yol boyunca heykeller, cıvıl cıvıl sokaklar, yeşillikler ve
güzelim porsuk çayı manzarasıyla güle oynaya yürüdük ve Odunpazarına geldik. Ay
bir sıra var odunpazarı girişine doğru !! dedik yok biz beklersek akşam trenine
yetişemeyiz. Ama meğerse Yılmaz Büyükerşen Balmumu müzesiyle Odunpazarı yan yanaymış ve sıra müzeye aitmiş. Sonuç
olarak bir 15dk boşuna bekledik.
Girişte bizi güzel klasik
bir araba karşıladı.Evler güzel olunca bol bol fotoğraf çekildik tabi.
E o kadar
koşturmaca filan derken çok acıktık. Ve en meşhur yerlerden biri olan Tatar çi börek evine gidip
Çİİİ(Ğx, ğ YOK !!) börek yiyelim dedik- Eskişehirliler çok hassas:D. Ama bizden önce bir grup girmiş ve bizim için
yer kalmamış. Önce bir hayal kırıklığı yaşadık ama sonra çok tatlı çok güzel
bir mekan bulduk ve harika çi böreklerimizi yedik. adı saklı bahçe ve yine odunpazarında yer alıyor. Adı gibi cidden sessiz sakin güzel bir bahçe 😍 Ben gerçekten çok beğendim
çünkü hiç yağ çekmemişti. Hatta kadına bunu haşladınız mı dedim o kadar yağsız
:D. Buradan yine özürlerimi iletiyorum tüm çi börek sevenlerden çünkü
haşlanmadığını da biliyorum. Çi böreğin yanında domatesli bir sos yedik ve ev
yapımı limonatamızı içtik. Bir porsiyonda 5 adet çi börek var ve kesin doyuyorsunuz.
Garanti verebilirim. Bir porsiyonu 15tlydi, limonatayla beraber 18tl ödedik.
Aslında Eskişehir de 10tl ye de çi börek bulabilirsiniz. Çok ucuz bir şehir ama
buradaki lezzet ve ortam çok güzeldi. Yolunuz düşerse bir uğrayın derim. Odunpazarını dolaşıp ordaki çarşıdan 2-3 tane
buzdolabı süsü aldıktan sonra balmumu müzesine gidelim dedik ama maalesef
giremedik çünkü çok kalabalıktı. Bu gezinin en büyük eksiği bu oldu. Zaten
saat 13.00 olmuş, biletimiz 19.30’a olunca şelale parkı ve porsuk çayı gezisini
tercih ettik. Şelale parkına bir mezarlığın içinden geçmek zorunda kaldık hatta
yanlış yollara saptık baya da dik bir yokuştu. Sürüne sürüne çıktık valla ama
değdi mi? Evet çok güzel bir ortamı vardı. Şelale yanında kahvemizi içip güzelce
dinlendik. Çimlerde yuvarlanan çocuklar ve yuvarlanmak için can atan 21
yaşındaki arkadaşlarım…
İzin vermedim
tabi ki çünkü ivmeyle beraber aşağı çocuklardan daha hızlı uçarlardı.
Anaçlığımın gözü kör olsun dayanamadım gene durdurdum. Ama 21 yaşında olup 2 yaşındaki çocuk gibi davranan
insanla uğraşmak çok zor. Buradan hepsinin annelerine saygılar gönderiyorum ve
sabır diliyorum. Büyük olasılıkla annem bu yazıyı okusa sen çok farklısın sanki
derdi o yüzden bende kendi çapımda bir deli olduğumu kabul ediyorum. Çok
zevzeklik ettim konuya hemen geri dönüyorumm.
Şelale parkta
gezerken heykeller görüp bol bol onlarla takıldık.
Çimlere uzanmışken bir
baktık kocaman 4 adet kaydırak. Ve evet
ortalama yaşı 20 olan bu 5 kişi deli gibi kaydıraktan kaydık. Çok
eğlenceli giderseniz mutlaka yapın.
Biz biraz fazla eğlenince kalabalığı oraya
çekmiş bulunduk o yüzden bırakmak zorunda kaldık. Şimdi dönüş için bizi önemli
bir karar bekliyordu…
Yürüyecek miydik
yoksa taksi mi tutacaktık?
Taksiyle döndük… Biz genciz güya ama içimiz çürümüş be yokuş aşağı inemedik anlayacağınız… ama
tatlı mı tatlı bir taksi şoförüne denk geldik ve sohbet ede ede geldik. Bizi
porsuk çayına bıraktı ve uzun bir sıraya daha girdik. Tekne turu için kişi başı
5 tl ödedik en sonunda tekrar söyleyeceğim. Sıra uzundu ama çabuk geliyor .
Şunu da söyleyeyim çok büyük bir beklentiniz olursa hayal kırıklığına
uğrarsınız kısa bir tur oluyor çünkü. Biz turdayken çayın etrafına oturmuş
insanları görüp yemek sonrası gidip oturmaya karar verdik. Bence Eskişehir sadece gezilecek değil yaşanılacak
bir şehir. İstanbul’da yaşayan bir
öğrenci olarak özenmedim desem yalan olur. Neyse tekne turundan sonra kebabı meşhur diye
kebap yiyelim dedik ama yer yok arkadaşlar bildiğiniz sağa sola gide gele bir
hal olduk.
Sonunda bilin bakalım ne yedik?
Çi börek efenim.
Öğrencinin dostu olan bir yerden 1 porsiyon çi börek+ ayran 10tl ye geldi. Ama
odunpazarında yediğimizle kıyaslarsak azıcık yağı çekmişti. Paket yaptırıp
porsuk çayında bir güzel yedik sonra bir yerden met helvamızı aldık ve dönüş yolunu
tuttuk. Helva konusunda size tavsiyem daha az fabrika yapımı bir yer bulursanız
oradan alın çünkü bizim yediklerimiz pişmaniyeden öteye gidememişti o yüzden
ben pek beğenemedim. Orijinalide böyle mi acaba onu merak ediyorum.
Eskişehir gezisi
bana çok şey kattı ve tekrar tekrar gitme
isteği uyandırdı. Ve evet dedikleri kadar varmış.Bir yer görmek her zaman
insana bir şey katar ama Eskişehir çok şey katıyor. Yapmak istediğim bazı
şeyler kaldığı için yakın bir zamanda tekrar gitmeyi istiyorum ama tabi ki hafta
içi :D
Maliyetlere gelince;
Tren bileti 35.5
tl (tek gidiş) yani totalde 71.5 tl
Öğlen yemeği 18tl
Akşam yemeği 10tl
Tekne turu 5tl
Taksi 15tl
Türk kahvesi 5 tl
Yani
toplamda 125tl ye geldi. Ama mesela taksiyi 5 e böldük. Onu hiç saymasam bile olur o yüzden :D 110tl
ye gelmiş oldu. Bence hem hesaplı hem de
eğlenceli bir gezi düşünenler için Eskişehir ideal. Giden olursa bana da haber
verin beraber gidelim :D
Eskişehir albümümü de şuraya bırakıveriyorum.
Sabırla okuduğunuz için teşekür ederim efenim. Tekrar bekleriz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder